Bir Defteri Bitirmek
Bu dünyada görece çok vakit geçirmemiş biri olarak ilk defa epeyce bir süre harcayarak bir günlük bitirdim. Gerçi hiçbir zaman günü gününe yazmadım ama yazdığım süre boyunca sayfalar farklı dönemlerimi göstermeye yaramış. 5 sayfa öncesinde tasavvur edemediğiniz geleceği sonraki sayfalarda yaşanmış biçimde okumak ve hiç gelmeyecek gibi uzak duran şeylerin teker teker yaşanmasıyla birlikte sayfaların dolması, sizin her birkaç sayfada bir kabuk değiştirmeniz hayatın bence çok da saçma ve boş olmadığının göstergesi. Günlere bakıldığında gayet monoton görünen hayatlar bile sayfalara döküldüğünde içlerindeki cevheri ortaya dökebiliyorlar.
Bu yazma eylemimin altında belli ki birtakım nedenler olmalıydı. Okudum, düşündüm. Her ne konu hakkında yazarsam yazayım hepsi sanki bir noktada düğümlendi: Kendi varoluşumu belli nedenlere ve anlamlara oturtmak. Eminim ki birçoğumuz bunları hissettiğimizi fark etmeden yazıyoruz. Gördüm ki günler, yıllar, mekanlar değişse bile ben bir parça anlam bulabilmek için yazmışım onca şeyi.
Defterimi biraz daha karıştırınca yaşadığım bütün bir hayat avcuma doldu.Her şey bir an için ufacık oldu. Benim için bunların ne demek olduğunu kavramaya çalıştım. Kimse size yaşam budur bak öğren demiyor, diyemez de. Elbette ki etrafımızdaki insanlardan ömrümüz boyunca birçok şey öğreniyoruz fakat hiçbirimiz yaşamın da tam olarak ne ifade ettiği konusunda anlaşabilmiş değiliz. Bu anlaşamama halinin içerisinde hepimiz kendimize uygun birkaç cümleyi koparıp kendimizi onunla örmek istiyoruz. İşte o didik didik aradığım şey meğerse hem var hem de yokmuş.
Evet anlam varmış ama sandığım gibi bir tane değilmiş. Her gün neden uyanıp bir şeyler yaptığımı, birilerini sevdiğimi, bazı şeylere tahammül edemediğimi, neden öğrenmeye çabaladığımı anlayamadığım vakitler oluyor. İşte o vakitlerde hayatımın tek bir cümleden ibaret olmadığını hatırlatmaya çalışıyorum kendime. Evet yaşamak bazen saçma ama bazen de zamanı durdurup içine tünemek istiyorum. Neden diye sordukça inadına her şey daha da anlamsız hale geliyor. Nedenler diye sormak sanki insana bir rahat nefes imkânı veriyor. İlk gençlik yıllarında olanlar, yaptıklarını neden yaptığını bilmeden yaşayanlar, tutunacak dalları bile anlamsız görenler. Bu yazıyı aslında hepimiz için yazıyorum. Ulvi bir nedenden dolayı dünyaya gelmediğime kanaat getirdiğimden beri uçan kuşa bile heyecanlanabilir oldum. Bir defteri sayfa sayfa doldurmanın hazzını yaşayabilir oldum. Milyonlarca neden, anlam ve cümle olduğunu bilince sanki bileklerim serbest kaldı.
İşte bütün bu arayışların kaydını tutmak insanda farklı bir bilinç doğuruyor. Sanki yaşamış olduğunuza ikna oluyorsunuz. Her birimiz hem bir arada hem de apayrı yaşıyoruz. Herkes kendi gözünün gördüğünü bir şekilde aktarmakla meşgul oluyor. Bu meşguliyet içinde bakalım daha kaç defter, kaç kalem bitecek….
Zeynep Saatli
***
Konuyla İlgili Düşüncenizi Paylaşabilirsiniz