Yazar Esen Yel’in
Son Romanı Üzerine
Aslında bir kitap üzerine yapılan eleştiri ve inceleme yazılarının okuyucu açısından ne ölçüde dikkate alındığını, okuyan için yararlı olup olmadığı konusunda elimde pek yeterli kanı yok. Gene de sevdiğim eserlerin okuyucuyla tanıştırılması konusunda küçük de olsa katkıda olur düşüncesiyle, o yapıtların bende bıraktığı izleri karşı tarafa aktarmayı doğrusunu isterseniz, bir edebiyat eri olarak borç biliyorum, görev biliyorum. O nedenle sizler de bu tür yazıları aynı yaklaşım içinde okumalısınız. Burada amaç eserin hatalarını aramak, onu eleştirmek değil, yazım sürecinde verilen bu çabanın ortaya çıkan kıvılcımları parıltıları size ulaştırmak. Sanırım bu da bir kusur ya da boş çaba olmasa gerek.
Değerli güzel insan, dostum Esen Yel’in kitabı elime ulaştığında, -her zamanki gibi- doğrusu bir hayli heyecanlandım. Öncelikle kitabın ismi ilgimi çekmişti. İsim Şöyle: “Kalmerra’dan Savaştepe’ye CUMHURİYETİN ÇOCUKLARI” – Kapağındaki fotoğraflar olsun, içindeki bölüm başlıkları olsun, hemen bana Köy Enstitüleri”ni, onların aydınlık yüzlerini hatırlatıverdi. Sanırım merakımı körükleyen de buydu. Zaten 312 sayfalık bir kitap, günde yüz sayfa okusam, üç gün yapar, hadi biraz eyleneyim, dört beş günde tuttuğum notlarla birlikte soluk soluğa bitirdim sonuçta. Şimdi artık siz düşünün, ben büyük bir dikkatle okuyup incelediğim bu 312 sayfayı, yazılan tüm güzellikleri, siz okuyuculara nasıl üç beş sayfalık bir yazıyla verebilirim ki? Demek istediğim şu, benim burada söylediklerimi aklınızın bir köşesinde tutun, ama yine de kitabı edinip, benim okuma boyunca aldığım o unutulmaz hazzı sizler de alın.
Önce size biraz da kitabın yazarından bahsetmeliyim:
Esen Yel Kimdir?
Esen Yel, 13 Ocak, 1942 Gördes Doğumlu… Mizah yazarı, Türkiye Yazarlar Sendikası Üyesi..Savaştepe İlköğretmen Okulu (1961) İstanbul Eğitim Enstitüsü (1968) bitirdi. Aksaray Lisesi’nde (1968 -1971) Ankara Aktepe Ortaokulunda 1971-1975) Türkçe Edebiyat öğretmenliği yaptı.Ankara Yıldırım Bölge Ceza ve Tutukevinde bir yıl kadar konuk edildi. (1973) 8 yıl ceza… Anayasa Mahkemesince aklandı. 1975’te Kendi isteğiyle devletle vedalaştı. İstanbul Özel Marmara Lisesinde 1988-1998 öğretmenliğini sürdürdü. Yazar bu güne kadar, mizah, şiir, öykü ve roman dalında da birçok kitaba imzasını atmıştır.
Sanırım bu kadar yetişir. Esen Yel, alt yapısı sağlam, Cumhuriyetin ilke ve devrimlerine yürekten bağlı, ne istediğini ve karşı tarafa ve vereceğini iyi bilen bir yazar. Onun yazdığı bu romanı o yüzden bu kadar çabuk severek ve haz alarak okudum. Üstelik aynı bölgenin insanı oluşumuz naynı yoksul köylülükten çıkarak hayata tutunmaya çalışmamızdaki benzerlikler de sanırım rol oynuyordu burda.
Yazarın anlatımındaki dil ustalığı hiç kuşkusuz bölgeyi anlatışında, yöre insanların yaşayış biçimlerini, duygu ve düşüncelerini, kültürel ve yine yöresel giyim kuşamdaki küçük farklılıkları es geçmeden kayda alması müthişti bence. Dağlar, sular, ırmaklar, zaman zaman uzak yerlerden destilerle su taşınması, çeşmebaşı sohbetleri, sevgiler, ev, komşu gezmeleri, sevdalar, aşklar, o ilkokul sıralarında başlayan bakışmalar, duyulan yakınlık, sıcaklık, ilerleyen süreçte bunların aşka dönüşmesi nasıl da incelikle, renkli ibrişimlerle gergefe işler gibi işlemiş yazarımız. Fedo teyze, Halil dayı, Hasan Aybey, kırlarda erkenci bademler, papatyalar, gelincikler, süsenler, Bodamags Çayı, Emine’nin keklik palazı, Ah o Zülfiye, Ahmet öğretmen, Zeki, Ali Özkan öğretmen…Ah o “Eren teyze, ne çalışkandı.Çok becerikliydi, evi tek başına geçindiriyordu.”
Ya sonra, ya sonra: “Savaştepe Öğretmen okulu, Beykoz Deriden ayakkabılar, Hele Günseli Abla,Sema abla, Sungur ağabey. Hiç beklemezdim. Sungur abla bana daktilo yazmayı öğretiyor.” Her öğrencinin yüreği ışıklanarak kıvılcımlara dönüşüyor. Anadolunun değişik yörelerinden köylerinden gelen genç dinamik öğretmenlerle birden o genç Cumhuriyetin bağrına birer buket çiçek gibi savrularak görevlerine başlıyor bu genç idealist Öğretmenler. İşte onlar Mustafa Kermal Atatürk’ün kurduğu bu Cumhuriyetin bekçileri olarak varlıklarını sürdürüyorlar bu güzelim ülkede.
Kitabı okuyup bitirdiğinizde o geçmiş sürecin etkisinden bir türlü kurtulamıyor insan; hala yüreğiniz pır pır ediyor.
Sonra ve sonra kendi gerçeğimize dönüyoruz. Şu haramilerin cirit attığı, soyguncuların, sahtekarların, hilebaz, okkabaz, mafyayla kucak kucağa kurdukları düzenle Cumhuriyetin altını oymaya çalışan din tacirlerini düşünüyorsunuz… En azından bu gerçeği iyi kavramamız, iyi kavramamız için Esen Yel’in bu eserini, CUMHURİYET’in ÇOCUKLARI’NI mutlaka okumalısınız. İşte o zaman kurulan Cumhuriyetin nasıl bir bedel ödeyerek ortaya çıkarıldığını sanırım daha sağlıklı algılarsınız.
Bileğine, yüreğine sağlık sevgili yazar. Sizlerin daha nice güzel eserlere imza atmanız dileği ile, iyi yazmalar…
Herkese saygıyla…
***
Konuyla İlgili Düşüncenizi Paylaşabilirsiniz