KAHVE VE LOKUM
Kahve içme alışkanlığım dedemden bana geçmiştir. Dedem kahvesini kendisi yapmak ister, mangalda bulunan feri geçmiş kömür ve sıcak kül içine gömdüğü bakır cezvesinde kahveyi yavaş yavaş demledikten sonra, önce köpüğünü alır, sonra tekrar ocağa sürüp, kalanı köpüğünü söndürmeden fincanına doldururdu. Kahvesi şekersiz, sade kahve olur ama yanında mutlaka güllü veya naneli lokum bulunurdu. Kahve içmeden önce bir bardak su ile ağzını temizler, kahvenin altını yapardı. Kahvenin mangal üzerinde demlendiğinde odayı keskin bir koku kaplar, içmeyi sevmeyen bile derin bir nefes çekmekten kendini alamazdı.
Dedemden kalan bu alışkanlık, benim için onu bir anma töreni gibidir. Eskisi gibi mangal olmadığı için ocakta kısık ateşte bakır cezvede demlediğim kahve, ailem ve arkadaşlarım arasında oldukça ünlüdür. Kahve kısık ateş üzerinde hafif hafif demlenirken çıkan koku, evde bulunanları harekete geçirir, sabırsızlıkla kahvenin hazır olmasını beklerler. Kahve hazırlanırken dedemin yöntemini taklit etmeye çalışırım. Demlenmeye başlayan kahvenin üzerinde köpük oluşuncaya kadar ocakta dikkatle kısık ateşte kaynamasını bekledikten sonra, köpüğünü fincanlara paylaştırıp, demlemeye devam ederim. Kahve kaynamaya başlayınca cezveyi ocaktan alıp, fincanların üzerini tamamladıktan sora yanında birer lokum ve bir bardak su ile servis ederim. Kahveler içilirken hem tadı hem kokusunun etkisi ile konuşmalar neşelenir, sohbetler koyulaşır, muhabbet derinleşir, kahkahalar odayı doldurur. Kahve içilen ortamlarda bu nedenle kavga gürültü olmaz, kırk yıl devam edecek dostluklar pekişir.
Kahve içmeye bekliyorum sizleri, kırk yıllık dostluklar için.Cevdet Günal Tüzün Nisan 2023/Mers
Konuyla İlgili Düşüncenizi Paylaşabilirsiniz