Deneme

İdris Meriç: Hasan Oğuz’un Yeni Kitabı Üzerine

BİR SEVDANIN ARKA YÜZÜ/ HASAN OĞUZ

“Sen kazandın ama biz haklıydık…”

Bertolt Brecht

         Hasan Oğuz, Brecht’e ait “SEVGİLİLER” adlı şiir ile okuyucuya merhaba diyor. Yazıma Brecht’e ait “Sen kazandın ama biz haklıydık…” sözü ile başlamamın elbette birçok sebebi var ama zannımca en önemli sebebi kitabın bende uyandırdığı izlenimin binevi özeti bu cümle oldu. Kitabı okuyunca bana hak vereceğinizi düşünüyorum.

         Pel Yayınlarından 2023 yılında çıkan ve okuyucu ile buluşan “Bir Sevdanın Arka Yüzü” yazarın yayımlanan son ama roman türündeki ilk kitabı olma özelliğini taşıyor. Salt roman diyebilir sanırım bu yapıta.

         Kitabın ilk sayfalarında yer alan röportajda yazar bu konuya değiniyor. Araştırma, inceleme türlerinde eser veren yazarın bu kitabı için otobiyografik roman da denebilir; ancak röportaj kısmını tekrar okuyunca yazarın “Anılarım sadece benim yaşadıklarım değildir.” cümlesi bu tanımı yetersiz kılmaya yettiyor. Ülkemiz için önemli bir döneme şahitlik eden yazarın, objektif bir şekilde geçmiş döneme ayna tutan bu eserine anı roman demek daha yerinde ve kapsayıcı bir tanım olacak.

         Kitabın içeriğine geçmeden önce yazar hakkında bilgi vermek istiyorum. Hasan Oğuz,  1956 Elazığ-Keban doğumludur. İlköğretimi Keban’da, liseyi ise İstanbul Pertevniyal Lisesi’nde tamamlamıştır.Üniversite eğitimine İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde başlayan Oğuz, son sınıf öğrencisiyken 12 Eylül sürecinde okuldan atılıyor. Bu süreçten sonra arandığı için birkaç ilde çalışmalarını sürdürüyor ardından Almanya ve mültecilik-sürgün yılları başlıyor.

         Roman, ana karakter Ahmet üzerinden şekilleniyor. Ahmet’in yıllar sonra köyüne geri dönüşü ve katıldığı sohbet okuyucuyu hemen içine çekiyor. Çünkü hayatın içinden ve yıllardan beri süregelen sorunlarımız ile karşılaşıyoruz hemen. Kendimle özdeşleştirdiğim bir ortak yaşantımız olan gurbetlik ile erken yaşta tanışıyor Ahmet, bizim memlekette de yaygındır babaların gurbete gitmesi ve aylarca süren bekleyiş, bir süre sonra sıklıkla sorulan “babamız ne zaman gelecek?” soruları ile annemizi bunaltırdık.

         Özellikle 1970’li yıllardaki hareketlilik, işçi sınıfının sendikalaşma ve uyanış süreci, gittikçe artan eylemler ve 1977 yılında meydana gelen ve tarihe ‘Kanlı 1 Mayıs’ olarak geçen sürecin öncesini, sonrasını açık bir şekilde kaleme alan yazar, bu olaylardan sonraki kırılma sürecinin değerlendirmesinin de yapılması farklı bir bakış açısı kazandırıyor yazdıklarına. Bu dönemin ardından 12 Eylül sürecini de okuyoruz.

         Ahmet, elbette romanın her bölümünde yaşantısı ile merak uyandırdığı gibi üzüntü, sevinç, şaşırma vs. duygularını da yansıtıyor ama pişmanlık duygusuna çok rastlamıyoruz.Daha çok kararlılık vardır yazdıklarında.

         Romanda karakterleri de toplumun her kesimini kapsayacak şekilde seçen yazar, her okuyanın kendisinden bir parça bulabileceği sayfalarla okuyucuyu başbaşa bırakıyor.

         Kitapta yazar sorunları ele alırken analizini de yaparak ve çözüm yolunu da göstererek okuyucuya sunuyor. Örneğin:

“Ahmet, politik hayatının bütün bu deneyimlerinden bazı sonuçlar çıkarmıştı; yaşadığı veya gözlemlediği bütün süreçleri ve pratikleri irdelerken bu süreçlerin temelinde, teorinin dogmatik ve ezberci kavranışının yattığını düşünür. Ulusal koşullara uygun yaratıcı ve üretici teorik belirlemelerin yaratılamaması başta gelen sebeplerden sayılmalıdır. Kuşkusuz altmışların ve yetmişlerin, o temiz devrimci inancının bilimsel temelde yeniden üretilmesinin yolu da buradan geçecektir. Bütün bu süreçlerin ana nedenlerini sorgulamanın yolu, başka bir deyişle öznel ve somut sorunlara yaklaşmanın yolu, bugünün koşullarında sınıfsal teorinin açmazlarını analiz etmektir.”

         Toplumsal çizgide olan bir yazar eserlerinde topluma ayna tutar ve bu romanda yalın bir dille yazar ayna işlemini başarıyla gerçekleştiriyor. Sayfalar ilerledikçe heyecan ve merak duygusu da artıyor. Özellikle fabrikadaki grevleri, işçi hareketlerini ve verilen mücadeleleri o dönemin tanığından değerlendirmelerle ele alınması ile birlikte başarısızlıkların sebebine de değiniyor olması romanın sayfalarına ilgiyi ve merakı arttırıyor. Sadece işçi hareketleri ile sınırlı kalmayıp aralara serpiştirilen ve birebir ilk kaynaktan aktarılan yakın tarihimizin kanlı ve kıyıcı olayları da yalın bir dille okuyucuya sunuluyor.

         Önsöz yazısını yazan Ali Özenç Çağlar şu ifadeleri kullanıyor: “Yazar, roman boyunca dinamik bir anlatım sergiliyor. Gerilim değil ama dozu iyi ayarlanmış bir heyecan, kitabın başından sonuna kadar takip ediyor. Sizi rahatsız eden hiçbir fazlalık göremiyorsunuz anlatılanlarda. Samimi, sizinle, okuyucuyla bütünleşen öykülere tanık oluyorsunuz. Her sayfada yeni ülkeler, kentlerle yeni insanlarla tanışıyorsunuz.” Evet, usta kalemden dökülen bu cümleler yazarın anlatım biçiminin genel yapısını ifade ediyor.

         Arka kapak yazısından bir kısmı aktarmak istiyorum.

“Kavga veren ve direnen işçilerin toplu katliamına ve işkencelerine karşı bir isyan yazısıydı Marx’ın yazısı.” Engels, 1848 Paris Haziran ayaklanması sonucu Cavaignac’ın katliamı sonrasında Marx’ın yazdığı bir makaleyi konu edinerek şöyle yazar; ‘Sen bu yazıyı kanla karışık bir mürekkeple yazmışsın.’

Yazar kendisi de belirtiyor ‘Her cümlesi benim için de adeta kanla yazılmış cümleler gibidir.’ ve kitabı okurken buna hak vermemek elde değil.

         Son olarak kitap, anılar ve gerçeklikler üzerinden giderken aynı zamanda ülkemizin bir dönemi için de belge niteliğindedir. Bu eser için Hasan Oğuz’a teşekkür ediyorum ve okuyuculara keyifli okumalar diliyorum.

Hasan Oğuz’un kaleminden çıkan diğer kitapları da şöyledir:

  • 1980 Sonrası İşçi Hareketinde Durum – Ceylan Yayınevi
  • Erguvan Renginde Çiçek – Ceylan Yayınevi
  • Kapitalizmin Tarihsel Sınırı ve İşçi Sınıfı Anatomisi – Scala Yayıncılık
  • Sınıf Felsefe İnsan – Ceylan Yayınevi
  • Demokrasi, Sosyalizm ve İşçi Sınıfı
  • Tip Şairi; Mithat Dehmen
  • Sınıf Mücadelesi Paradigmaları
  • Öğretmenin Öyküsü – Pencere Yayınevi

BİR SEVDANIN ARKA YÜZÜ / HASAN OĞUZ, PEL Yayınları / 2023 /1. Basım/ İstanbul

İdris Meriç

26.06.2023/Ayvalık

***

BU YAZILARDA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Konuyla İlgili Düşüncenizi Paylaşabilirsiniz

    Cevap Yazın