Kitaplar

İnan Sabırca, Kitap Tanıtım Yazısı:

Edebiyatla Ahmaklaştırma Felsefeyle Çökertme – 4 Üzerine

2021 yılında, on sekiz yıl sonra İstanbul’a adımımı attım.

Hypatia Yayınevi’nin Beşiktaş Barbaros Meydanı’ndaki imza gününe katılıp tekrar İzmire dönerken bildiğim konuyu hatırlayıp acı çektim.

Tarihin bir yerinde mevzuya tam hakim olamasam bile ütopya sahibi olup buz gibi gerçeklikten dayak yediğim için o acıyı iyi biliyorum.

Bizim coğrafyada herşey kontrol altındadır. Boşvermişliğin kontrolü.

Tarihin hiçbir noktasında ‘cumartesi beyefendisi’ olamadım. Denemedim değil, denedim ve bana bu kalıp dar geldi, beyefendileri genişlikleri ise çok ürkütücüydü.

Biz delikanlı günlerimizde köhne binalarda, kırık park banklarında “hayaller” inşa etmeyi denerken bize sinsice gülen ‘yüksek’ dostlarımız, “tekeri patlamışların” elinden tarlasını, evini üç paraya toplamaktadır.

Şimdiyse dikiş tutturamayan hayatla kavga edemeyen, pamuklara sararak büyüttükleri, üzgün bakışlı oğulları, kızları o malları “yiyorlar”. Afiyet olsun.

Okuduğunuz tümceler, sizi daha zengin, görgüsüz değil, ‘engin’, ‘erdemli’ bir insan yapmak isteyen bir yazarın ızdırap dolu satırlarıdır. Buradan size yeni bir mülk çıkmaz, bir ihtimal gecenin kör saatinde yaşadığınız vicdan azabına merhem olur.

Boşvermişliğin kontrolüne gelelim. Boşvermişliğin kontrolünü bilince çıkardığınız an boşvermişliğin alanı sınırlanıyor bu iyi haber.

Kötü haber boşvermişliği tamamen yok edemezsiniz.

Bir Afrika atasözü vardır, Afrika deyince hemen ülkelerine dönsünler diye kızmayın.

Taylan Kara’nın daha önce incelediğim kitaplarının dördüncü seri kitabını okurken aklıma geldi: “Karıncayla savaşamayanın, fillerle savaşması boşunadır.”

Yüksek siyasetin yanında ele göze sürülmez konular mıdır kültür, sanat, estetik, bilimsel çalışma? Yirmi dört saati nasıl dolduracağını bilmeyen emekli ve elli yaş üstü insan hezeyanı mıdır bu kaygılar? Değil.

‘Yüksek’ insanlar için, kültür-sanat, sanat-sepet işleri hep tiye alınan küçümsenen, yüksek siyasete alet olmadığı sürece boş beleş bir sektördür.

Yediğimiz yemekte GDO ararken, zihnimizi karalayan metinlere ve iğdiş eden kişiliksizleştiren faili belli taarruzlara bu denli açık olmak bir paradoks sanırım.

Taylan Kara dördüncü seri kitabında yeni alanlara, güncel olaylara ve davranışlara değinmiş. Sosyoşirürji, sosyal nanoteknoloji, akılsızlaştırma işlevleri, düşüncenin teraslandırılması, yöntem olarak kabalamak, ırkçılık hastalık mıdır diye sorup anlatmaya devam etmiş. Çevre kıyımı yapan şirketlerin, kimi çevre derneklerinin yönetim kuruluna nasıl kurulduklarını ve bağışçısı olduklarını incelemiş.

Yeni dönemi tam anlamayan, ne olmuş yani diye hayıflanan, hatasız ve çok net kullara önermiyorum bu kitabı. Hâlâ kendi içinde tartışan, acabası, neden olmasını, belki bir günü, olanlara omurgası hasarlı olsa bile dik durmayı deneyenlere öneririm.

*-*KARA, Taylan, (2022), Edebiyatla Ahmaklaştırma Felsefeyle Çökertme-4, Bulut Yayınları, 1. Baskı, İstanbul. 

Konuyla İlgili Düşüncenizi Paylaşabilirsiniz

    Cevap Yazın