Edebiyat

Mehmet Bardakçı ve Şair Portreleri

ERICH KASTNER (23 Şubat 1899 – 29 Temmuz 1974) Almanya

Erich Kastner 1899 yılında Dresden’de doğdu, 1974’te Münih’de öldü. Birinci dünya savaşına katılan yazar savaş bittikten sonra liseyi bitirdi. Üniversitede Alman Dili, Tarih, Felsefe ve tiyatro tarihi okudu.

Gazetelerde redaktör ve tiyatro eleştirmeni olarak çalışan Erich Kastner 1933 yılında Nasyonel Sosyalistler tüm kitaplarını yaktılar. İki defa Gestapo tarafından tutuklandı ve 1943 yılında yazı yazması yasaklandı. Savaş bitiminden sonra tiyatro ve sinema alanlarında çalıştı.

Erich Kastner yazarlık yaşamı boyunca birçok engeli aşmak zorunda kalmıştı. 1966 yılında edebiyat alanındaki tüm çalışmalarına bir son verdi. 1974 yılında ise Münih’de yaşamı son buldu.

Yaşamı boyunca eserleri birçok dalda ödül aldı. Özellikle çocuklar için yazdığı öykü kitapları dünya çapında çok beğenilerek farklı dillere çevrildi. Alman Çocuk Edebiyatında yeni bir sayfa açan Kastner kitaplarını gerçekçi temeller üzerinde oturtmuştur.

Eserleri : Açıkgöz Budalalar – Küçük Hafiyeler – Uçan Sınıf – Palavracı Baron – Noktacık ve Anton – Hayvanlar Toplantısı yapıtlarından bazılarıdır.

DEMİRYOLU MECÂZI / Erich Kastner – Türkçesi: Cemil Serbest

Hepimiz aynı trende oturuyoruz

Ve seyahat ediyoruz zaman içinde rastgele

Dışarı bakıyoruz; yeterince gördük.

Hepimiz aynı trende gidiyoruz

Ve hiç kimse bilmiyor, ne kadar uzak?

Bir yolcu uyur; bir diğeri yakınır;

Üçüncüsü çok konuşur.

İstasyonlar anons edilir

Yılların içinden hızla ilerleyen tren,

Ulaşmaz hiçbir zaman hedefine.

Yerleşiyoruz. Toparlanıyoruz.

Bir anlam veremiyoruz.

Acaba yarın nerde olacağız?

Biletçi bakıyor kapıdan içeri

Ve kendi kendine tebessüm ediyor boynunu eğip.

O da bilmiyor nereye gitmek istediğini

Susuyor ve dışarı çıkıyor.

Kulakları tırmalayan siren ötüyor!

Tren yavaşlıyor ve sessizce duruyor

Ölüler iniyorlar.

Çocuğun biri iniyor; Anne haykırıyor.

Sessiz duruyor ölüler,

Geçmişin peronunda.

Tren yoluna devam eder, zamanla akıp gider.

Ve kimse bilmez, neden?

Birinci sınıf hemen hemen boş.

Göbekli bey oturuyor gururlu

Kırmızı yumuşak koltuğunda ve ağır ağır soluyor.

O yalnız ve bunu çok hissediyor

Çoğunluk tahtada oturuyor.

Hepimiz aynı trende seyahat ediyoruz

Muhtemel geleceğe doğru.

Dışarı bakıyoruz; yeterince gördük.

Hepimiz aynı trende oturuyoruz.

Ve çoğumuz yanlış vagonlarda

Mehmet Bardakçı

***

Konuyla İlgili Düşüncenizi Paylaşabilirsiniz

    Cevap Yazın