Edebiyat

Mehmet Bardakçı ve Yazar Portreleri

Fukudo Chiyo-ni (1703-2 Ekim 1775) Japon şair

Asıl adı Fukuda’dır. Literatürde üç isimle tanınır: Kaga no Chiyo (Kaga no Chiyo = ” Kaga’lı Chiyo ” anlamında), Chiyo Ni (Ni = “rahibe”, Budist Manastırı’na giren rahibeler için kullanılır) ve Chiyo Jo (Jo = “kadın” , genelde kadın haiku şairlerinin isimlerine eklenir), fakat daha çok ‘Kaga no Chiyo olarak tanınır. Chiyo, 1703 yılında Kaga vilayetine (bugünkü adıyla ‘İshikawa’) bağlı ‘Matsutô’ nahiyesinde bir kâğıt ve resim çerçevesi satan bir babanın kızı olarak dünyaya gelir. Matsuo Bashô’nun (1644–1694) ölümünden henüz dokuz yıl geçtikten sonra dünyaya gelen Chiyo, ‘Edo Dönemi’nin (1600–1867) en meşhur şair kadınlarından olacaktır. Yedi yaşında haiku yazmaya başlar ve henüz on iki yaşındayken Matsuo Bashô’nun iki öğrencisinden haiku dersleri almaya başlar. Ders aldığı bu usta haijinlerin kim olduğu kesin bilinmemekle beraber, ilerleyen yaşamında bir Bashô öğrencisi ve ‘Mina Ekolü’nün ustası olan Kagami Shikô (1665–1731) ve ‘İse Ekolü’nden birçok haijinle (haiku yazarı) teşrik-i mesai’si olduğu bilinmektedir. On yedi yaşına geldiğinde artık tüm Japonya’da tanınan ve sevilen genç bir şair kadındır, ama en önemlisi döneminin erkek şairleri tarafından da sevilen ve sayılan bir şair olmasıdır. Dönemin Japonya’sında çok sevildiğinin bir göstergesi de, daha yaşarken seçme haikularından bir derlemenin ‘Chiyo-ni kushû’ (1764) neşredilmesidir. Bakın, adı geçen derlemenin önsözünü yazan şair Shoin neler diyor:

‘’Chiyo-Ni’nin üslubu, beyaz yeşim gibi saf, desensiz, işlemesiz ve doğaldır. Yaşamı da, yazın üslubu da, saf ve durudur. Chiyo-Ni, yastık niyetine bir taşı ve dişlerini fırçalamak için suyu kaynaktan kullanırcasına basit yaşar. Chiyo-Ni bir çam fidanı gibidir, onda diri, dişil bir üslup, güç algılanan ince bir zekâ ve güzellik bir arada cisimleşmiştir.’’

Genç yaşta ‘Daimyat Kanazawa’dan bir samuray ile evlenir ve bir çocuğu olur. Kocasının ve kısa bir süre sonra çocuğunun da ölümü üzerine on dokuz yaşında genç bir dul olarak baba evine ve küçük yaşta ona büyük ufuklar açmış, şiir, resim ve kaligrafiyle tanışmasına vesile olan dükkâna döner. Chiyo, ebeveynlerinin ölümünden sonra da resim çerçevesi ve kâğıt sattıkları dükkânı işletmeye devam etmiştir. Chiyo, her ne kadar kendi sesini bulmuş olsa da, hep Bashô’dan etkilendiği ve onun üslubunda devam ettiği ileri sürülür. Ranko, Chiyo-Ni’nin derlemesinin son sözünde şöyle bir ifade kullanır:

‘’Bu derlemenin editörü olan Kikaku’nun bu derlemeyi yapmasının başlıca sebebini, Chiyo-Ni’nin Bashô üslubunda yazdığı ve geleneğin takipçisi olduğundan dolayıdır.’’

Evet, onun haikularında, Bashô’nun iyi bir haiku için gerekli gördüğü temel taşları mevcuttur: Sabi (tarafsız yalnızlık), wabi (ruh yoksulluğu), hosomi (az’lık-seyreklik), shiori (narinlik), sokkyo (kendiliğindenlik), makato (içtenlik), fuga (zarafet), karumi (basitlik), kyakkan byosha (tarafsızlık), ve shizen to hitotsu ni naru (doğayla ‘bir’ olma). Chiyo, şiirini sağlam temel taşları üzerine kurmuştur ve bu saydığımız temel taşlarının sonuncusu ‘shizen to hitotsu ni naru (doğayla ‘bir’ olma)’ onda, inançlı bir Budist oluşundan dolayı zaten bir yaşam biçimdir; O haikuyu yazmakla kalmamış, bilakis onu yaşamış bir şahsiyettir. Nerdeyse tüm haikularında ‘doğayla bir olma’ ön plandadır. Onu asıl enteresan kılan sadece kadın oluşu değil, bilakis bir kadın gibi de yazmasıdır; seçip kullandığı süje ve temalar yaşadığı erkek egemen toplumda bir kadının yazabileceğinden çok daha fazlasıdır. Haikuları kar taneleri ve kelebek rüyaları kadar zarif ve kadınsıdır. Çağdaş Japon eleştirmenlerde, haikularının çok eğitici ve öğretici, yani didaktik olduğu ve Japon haikusunda buna yer olmadığı görüşü hâkimdir. Chiyo, elli bir yaşında rahibe olur ve beşinci ismi olan ‘Soen’i ( basit bahçe) seçer.
(Turgay Uçeren’den)

*
Yatarken yalnız
uyanmak birdenbire—
Don var gecede.
*

İlk yağan kar–
Yazdığım gibi işte;
erir, erir gider…
*

Yere düşüp de
diğer düşenlere gülmek-
Kar seyrindeyken.
*

Ah..Kelebekçik—
Rüyanda ne görürsün de
kanat çırparsın?
*

Kimonosunu
giyerken, görür sırtını yalnız,
çiçek kokusu.
*

Serin bir meltem—
Geceliğime hapsedeceğim onu,
uyuyana kadar.
*

Akşam sefası,
kadın teni, arasından
göründüğünde.
*

Kırana bile
bağışlar kokusunu
çiçekli erik dalı.

Fukudo Chiyo-ni
Çeviriler : Turgay Uçeren

***

Konuyla İlgili Düşüncenizi Paylaşabilirsiniz

    Cevap Yazın