Deneme

Nilüfer Uçar ve Bir Yazısı

BİR DÖNEMİN ANATOMİSİ

   Sabah, oyumu kullanma heyecanını yaşarken; stres, kaygı, endişe bedenimi esir almak istese de sıkıntıları bertaraf etmeye çalıştım. İlk oyumu verdiğim parti kazanmadığı için üzüldüğümü anımsadım. Başka bir şey daha anımsadım. Oy kullanmaya giderken hiç kaygılı, stresli, gergin değildim. Sandık güvenliği diye bir kaygı taşımıyorduk. Sandığı kim kime karşı korur ki! Doğal bir süreç olması gereken seçme / seçilme hakkı kullanırken engel olacakları neden düşünelim ki! Zaten düşünmüyorduk. Yıllar içinde eriyen birçok değer gibi güven, dürüstlük, doğallık da eridi, eridi, elde tutmaya çalıştığımız tadımlık bir şey kaldı

Güzel günler için; yüreği ısıtan, insanî duyguları sağaltan, ince dokunuşlarla umudu  uyandıran ve güzele iyimserliği karan demokrasiye sevda pusulasını göndermek için sandık başına gitmenin ne denli değerli ve önemli olduğunun bilincindeyim. Bireysel isteklerin toplamı, toplumsal varoluşun zeminini oluşturur. Önemli olan isteklerin ortak noktada buluşması. Özgürlüğün, refahın, sosyal ve adil yaşamın oluşturduğu kefenin ağırlığı, o kefeye hakettiği değeri verebilmekle olur. Yüreğin ayaklandığı yer, seçimin belirleyici noktasıdır.

Neden yapılır seçim? Toplumu demokratik bir yönetimle yönetmek, halkların menfaatlerini gözetmek, temel hak ve özgürlükleri anayasayla güvence altına almak için seçim yapılır. Seçme ve seçilme hakkı, demokrasinin vazgeçilmez unsuru olduğu unutulmamalıdır.. Demokrasinin temel gereksinimleri nelerdir, diye kendimize soraracak olursak; iktidarların seçim yoluyla değiştirilebilir olması, güçler ayrılığı, katılımcılık, hukukun üstünlüğü, muhalefetin varlığı, çoğunluk ilkeleri, temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması vb. unsurlar sıralanabilir.

  Karl Poper demokrasiyi; “halkın yönetimi ve halkın yönetim hakkı” olarak tanımlar. Demokratik ülkelerde siyasi parti bireyleri  eşit koşullarda aktif siyaset yapacakları alanlardan yararlanırlar. Çok partili siyasi sistemlerde düşünceler daha doğru temsil edilirler. Bireylerin devlet yaşamına katılmaları önemli ölçüde siyasal partiler aracılığıyla gerçekleşir.

Türkiye Cumhuriyeti’nde, İlk Türkiye Büyük Millet Meclisi 23 Nisan 1920’de Ankara’da toplandı. 1 Nisan 1923 tarihinde seçim kararı alındı. 28 Haziran 1923 tarihinde 2. Dönem milletvekillerini belirlemek için yapılan ilk seçimdir. Müdafaa-i Hukuk Grubu adaylarının tümü miletvekili seçildi. 23 Temmuz 1923 tarihinde Lozan Antlaşması imzalandı. Tek partili dönemde; 1923, 1927, 1931, 1935 ve 1939 seçimleri I. Meşrutiyet döneminde çıkarılan İntihab-i Mebusan Kanun-i Muvakkati temal alınarak yapıldı.

  1946 yılında ilk defa çok partili seçim yapıldı. Seçim sonucunda: CHP- 435, DP-58, bağımsız -5 milletvekili meclise gönderdi. 14 Mayıs 1950 yılındaki seçimde 27 yıl ülkeyi yöneten CHP’si iktidardan düştü. DP-416, CHP- 69, Millet P-1, Bağımsız-1 milletvekilini meclise gönderdi. Mayıs 1954 genel seçiminde: DP-503, CHP-31, CMP-5 milletvekili çıkardı. Ekim 1957’de; DP- 424,  CHP-178, CMP-4 milletvekil. 15 Ekim 1961 seçiminde; CHP-173, AP-158, CKMP-54, YTP-65 milletvekili çıkardı. Ekim 1965 seçimi; AP-240, CHP-134, Millet-31, YTP-19, TİP-14, CKMP-11 milletvekili çıkardı. Kasım 1983 Genel Seçimi; ANAP-211, HP-117, MDP-71 milletvekilini meclise gönderdi. Aralık 1995 Genel Seçimi; RP-158, ANAP-132, DYP-135, DSP-76, CHP-49 meclise milletvekili gönderdi. Kasım 2002 Genel Seçimi: AK Parti-365, CHP-177, Bağımsız-8 milletvekili. Ve 14 Mayıs 2023 Genel Seçim sonuçu; Ak Parti-268, CHP-169, MHP-50, İYİ Parti-43, Y.Sol Parti-61, Y.Refah-5, TİP-4 milletvekili meclise gönderdi. Yıllara göre seçimlerin bir kısmı bu. 14 Mayıs 2023 tarihinde 13. Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimi yapıldı. İlk turda cumhurbaşkanı adayları yeterli oyu alamadıkları için ikinci tura kadı.

        Uzun zamandır cumhurbaşkanlığı seçimi için haraketli bir süreç yaşadık. Kampanyalar, mitingler, toplantılar, vaatler, montaj kasetler, yargılamalar, seviyenin dalgalandığı zamanlar, kutuplaşmanın yarattığı gerginlik, umut-umutsuzluk, kaygılar, ruhsal gelgitle. Seçim gelecek demek. Seçim zor iş; denge ister, liyakat ister, eşit şartlarda yarışmak ister, 14 Mayıs’ta cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri için ittifaklar kuruldu.  Cumhur İttifakı (Recep Tayip Erdoğan başkanlığında; Ak Parti, MHP, BBP, YRP, Hüda Par), Millet İttifakı (Kemal Kılıçtaroğlu başkanlığında; CHP, SP, GP, Deva, DP) ve Ata İttifakı (Sinan Oğan başkanlığında; ZP, AP, ÜP) seçime gidildi. Sonuç: ilk turda hiçbir ittifak yeterli oyu alamayınca ikinci tura kaldı. Ata İttifakında Sinan Oğan Cumhur İttifakına, Zafer Partisi başkanı Ümit Özdağ Millet İttifakına katıldı.

      Cumhurbaşkanı ikinci tur seçimi bugün (28 Mayıs 2023). Oyumu Hamdullah Suphi İlköğretim Okulu’nda saat: 11.00 gibi kullandım. 14 Mayıs’taki kalabalık yoktu. O gün uzunca süre sıra beklemiştim. Okul insan kaynıyordu. Tek seçim olmanın etkisi de olabilir diye düşünsem de katılımın az olabileceği düşüncesi kaygılandırdı. Türkiye ilk defa iki turlu bir seçim yaşıyordu. Bu bir tarafı tedirgin etse de, diğer tarafın elini güçlendirdiği fikri herkeste ortak düşünceydi. Çok kaygılar vardı. Tek amaç demokrasinin yara almamasıydı. Mültecilere verilen vatandaşlık, yurtdışı oylar dengeyi sarsar kaygısı bir başka sorundu. Zarların hileli olmaması ortak dilek ve beklentiydi. Önemli bir dönemecin son virajı gibi bir dönem. Ne sonuç çıkarsa çıksın adı demokrasi olacaktı. Oyum, neyi değiştirir düşüncesini taşımadan kullandım. Bilirim ki her oy çok değerlidir, beni oyum da…

 Bulutlar göğü esir almışçasına ağlamaklı yüzüyle dolanıyordu gökananın kollarında. Ufak ufak başlayan damlalar büyüdü büyüdü bardaktan boşanırcasına yere akmaya başladı. Doğa özgürlüğünü yaşıyordu, bizim telâşımıza karışmadan. Sanki herkes kendi yaşamını yaşasın dercesine.Yakındaki parkta kameriyenin altında beklemeye başladım. Öyle şiddetli yağdı ki, bir ara dolu eşlik etmeye başladı kocagözlü yağmur damlalarına. Doğa kirinden, toz ve toprağından arınırken toprak da suyla buluşmanın kıvancını yaşıyordu. Ağaçlar kana kana suyunu içerken daldaki serçeler de kanatlarını aça aça yıkanmanın sevinciyle çırpınarak daldan dala uçuşuyordu. Toprağın suya, bizim demokrasiye ihtiyacımız var dedim iç sesimle. Dinledi mi bilemem, ya da dinlediyse ikna oldu mu, dediklerime?  Onu da bilemeyeceğim.Yağmurun, umudun sesini dinledim kuş cıvıltılarında.

      Görevimi yerine getirmenin iç huzurunu yaşıyordum. Heyecanımı sandıkların açılma saatine kadar erteledim. Sandıklar açılınca akla kara, umutla umutsuzlu, gelecekle geçmiş saf değiştirdi. Bitimsiz yorumlar, yargılamalar, eleştiriler kısır döngüyü besleyen unsurlar olmaya devam ediyor. Unutulmasın ki dört mevsim kendi yarattığı döngüde varolurlar. Bizim ne farkımız var. Umut güneşi parladıkça yaşanacak günler hep varolacak. Her zaman demokrasi güzel günler gebe olur. Doğum bir beklentidir…

                                                    28 Mayıs 2023

***

BU YAZILARDA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Konuyla İlgili Düşüncenizi Paylaşabilirsiniz

    Cevap Yazın