Şehrimin köşebaşları/
yorgun yaşam sarkık dudaklarıyla
sayfa sayfa okur günün tasasını
dinmeyen sızısını akıtır bitkin ara sokaklara
tabelası okunmayan
yüreği yırtık şehrimin gri yüzü
aşk ıstırabı çeker köşebaşındaki çay ocağında
tesbih tanesi gibi sıralı kafelerin yüzü bezgin
kuşlar bile dua eder kedilerin biçare hallerine
dipsiz suskunlukta akan mahşeri kalabalık
geçmişin gözünde geleceğini arar
kimi gevrek simit derdinde
kimi akan zamanın tez canına yanar
ne Roma’ya çıkan aşk yolları var
ne de MilionTaşı’na açılan cennet kapıları
belirsizlik tezgâh açmış, alıcısı belli
haram lokma yiyen dişlerin gıcırtısında
ürken yaşamın meneviş gözleri
ah çeker……
etekleri poyraz toplamalı şehrimin tabelasız yazgısında
ne taş plakta Müzeyyen Senar, ne Zeki Müren
fırtına dadanmış aşkın alfabesine
muhabbetler kesik, dilde tutuklu seviler
asiliğin şah damarı
sır küpünde geleceğin ayak izini arar
gözlerinin mavisinde bir şehrin romanı yazılı
her köşeni sobeledim, elim sende dedim
aşklarımı taşlarına yazdım
yüzüm üstüne düşen gölgenden
anılarımı toplamaya geldim
NİLÜFER UÇAR
1 Eylül 2020
Konuyla İlgili Düşüncenizi Paylaşabilirsiniz