Eğitim Sistemimizin Felsefi Temelleri Var Mı?[1]
Prof. Dr. Zehragül AŞKIN
Yaşamın içindeki en temel soru alanlarından birisi de eğitimdir. Felsefenin penceresinden eğitime bakmak felsefe ve eğitim arasındaki kökensel ilişkinin nerede durduğu sorusuna yanıt vermeyi gerektirir. Öyleyse soralım: Felsefe ve eğitim arasındaki ilişki nerede durur? Felsefe ve eğitim arasındaki ilişki, nasıl bir insan tipi yetiştirmek istiyoruz sorusunda ve bu sorunun türevi olarak karşımıza çıkan nasıl vatandaşlar yetiştirmek istiyoruz? sorusuna verilen yanıtta içerilir. Hepinizin bildiği gibi eğitim, temel bir insan hakkıdır. Çünkü, tüm insan başarıları ancak kendi türümüz içerisinde ve eğitim aracılığıyla gerçekleşir. Bununla birlikte temel bir insan hakkı olan eğitim, eğer dikkat edilmezse kolayca bir insanlık ihlaline dedönüşebilir. Burada insanlık ihlali ile eğitimin insanı eğip büken ideolojik yanına gönderme yapıyorum ve Felsefe eğitiminden ise bu ideolojik eğitimi değil, insanda varolan insansal başarıların eğitim aracılığıyla açığa çıkarılarak geliştirilmesini anlıyorum. Tam da bunoktada bir insan başarısı olarak felsefe eğitiminin, bir doğru düşünme mantığı ve eleştirel bir zihniyet eğitimi olarak gerek bireysel, gerekse de toplumsal bağlamda çağdaş toplumların bir aydınlanma projesi olduğunu görüyoruz.
Felsefe eğitimi,toplumların aydınlanma projesidir. Çünkü, felsefe olmadan, aydınlanma, aydınlanma olmadan bilimler ve sanat, bilim ve sanat olmadan insanca yaşam koşulları ve insanca yaşam koşulları olmadan da insansal değerlerle bezenmiş insan başarıları olamaz. Eğitimin felsefi temellerine,özgüveni gelişmiş, çağdaş, aklını kullanan, temel insan haklarına saygılı, adil ve barışçıl değerler için dayanışmaya hazır bir insan profili yetiştirmek için ihtiyacımız var. Peki bizim eğitim sistemimizin felsefi temelleri var mı? Eğer olsaydı eğitim sistemimiz yaratıcı, aklını eleştirel kullanan, empati ve sempatisi gelişmiş, değişen yaşam koşullarına ayak uyduran ve evrensel değerleri koruyan gençler yetiştirirdi. Oysa yetiştirmiyor. Tam tersine merkezde öğretmenin olduğu öğrenciyi pasifize ederek edilgin kılan “hoca dedi ki, “ mottosuna bağlı ezberci bir eğitim sistemimiz var. Felsefeylemeyi başaramadığımız için okullarımız Ortaçağın ezberci skolastik eğitim zihniyeti içinde. Eğitim sistemimizin felsefi düşünmeye yatkın olmamasının en büyük nedeni ezberci eğitimdir. Ezberci eğitim, zihne sunulanların hiçbir eleştirel süzgeçten geçirilmeden olduğu gibi saklanmasına dayanır. Bu nedenle ezberci eğitim, çoklu sonuçlar ve yaratıcı bağlantılar yanında soru ve sorunların çözümüne katkıda bulunacak stratejilerin kazanılmasına kapalıdır. Oysa ilerici bir eğitim ve öğretim yöntemi olarak felsefe eğitimi, ezberci eğitim ile olan ayrımında şeyleri derinlemesine çözümleme becerilerini kazandırmaya yöneliktir. Bu noktada ezberci eğitimin panzehiri bir düşünce eğitimi olarak felsefe eğitimidir. Burada unutulmaması gereken dünyayı biçimlendirenin ellerimizin olduğu fakat ellerimize komut verenin ise her zaman için zihnimiz olduğudur. .Atatürk’ün başlattığı fakat henüz başarılamayan devrimlerinin temelinde de eleştirel ve yaratıcı bir düşünme etkinliği olarak bu zihniyet eğitimi bulunmaktadır…
[1] Mersin Üniversitesi Felsefe Bölümü ve Felsefe Tarihi Anabilim Dalı Başkanı.
Konuyla İlgili Düşüncenizi Paylaşabilirsiniz