Deneme

Sefa Taşkın ve Bir yazısı.

Arkeologlar Derneği Onursal Üyeligi-


Bergama eski Belediye Başkanı, çevreci, yazar, Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü sahibi Sayın Sefa Taşkın artık derneğimizin onursal üyesi. Yönetim Kurulumuzun 02.02.2022 tarih ve 303 sayılı kararını sizlerle paylaşmaktan gurur duyarım. Sefa bey aramıza hoş geldiniz, sefalar getirdiniz…

Arkeologlar Derneği

Sefa Taşkın Kimdir;

ODTÜ’den 1973 yılında İnşaat Mühendisi olarak mezun olan Sefa Taşkın, 1989-1999 yılları arasında Bergama Belediye Başkanlığı yaptı. Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü sahibi Taşkın, 1860’larda Bergama’dan Berlin’e kaçırılan Bergama Zeus Sunağı’nın geri getirilmesi için “Taş yerinde ağırdır” mottosu ile uzun yıllara dayanan bir mücadele başlattı. Bergama yakınlarında siyanür kullanarak altın madeni işletmek isteyen şirketlere karşı yöre insanı ile birlikte çevreci mücadeleler yürüttü. Türk ve Yunan halkları arasında dostluğun ve barışın gelişmesi ve kalıcı hale gelmesi konusunda çalışmalarda bulundu. Bu çabalarından dolayı 1996 yılında “Abdi İpekçi Barış Ödülüyle” ödüllendirildi. Tarih, arkeoloji ve mübadele ilgili 12 kitabı bulunmaktadır. Şimdilerde zeytincilik yapan Taşkın, eski Anadolu tarihine ilişkin araştırmalarını yazıya döküyor, zaman zaman da konferanslar veriyor.

Sefa Taşkın – Deneme

TAŞ YERİNDE AĞIRDIR-94

Prusya/Alman Emperyalizminin 19.yüzyıl sonunda Bergama’da yaptığı tarihi eser soygunu, modern Almanya’nın Berlin-Pergamon Müzesi kayıtlarında açıkça itiraf ediliyor. Kaçırılmış, İ.Ö.3.yüzyılın üçüncü çeyreğine tarihlenen “Ident.Nr. AvP VII 398” no’lu, yaklaşık 1 mt uzunluğundaki mermer frizde antik Helen/Yunan mitolojisinde büyük br kahraman olarak anılan Herkül/Herakles’in on iki büyük işinden ikisi tasvir ediliyor. Birinde Herkül bir büyük (Nemeα yöresinden) aslanla, diğerinde de çok başlı bir yılanla (Hydra) mücadele ediyor. Eser modern Bergama kentinin içinde bulunmuş. (Akropolde/Kalede, Zeus Sunağının yakınında değil). 1883 yılında da Alman kaçakçıların eline geçmiş (erwoben=edinilmiş, satın alınmış). Demek ki, 1874-78 arasında kaşla göz arasında kaçırılan eserlerin ardından, 1878’de Osmanlı Rus savaşı ortamında alınan ahlak dışı, şaibeli izinlerden sonra soygun 1883 ‘de de devam etmiş. Uzatmalı sözde izinlerle yalnız Bergama Akropolündeki Zeus Sunağını ve heykelleri değil, aşağıda bugünkü şehir içinde bulunanları da satın alarak ya da kaçak kazıyla çıkararak “edinilmiş”, götürülmüş. Hep alvere dalavere.  Bu verilerle bu eserin Berlin’de bulunmasının meşruluğu nerden tutsanız elinizde kalıyor. Kaçırılmasından bir yıl sonra   Osmanlı, 1884 yılında Osman Hamdi Bey eliyle yeni bir yasa çıkaracak ve yurt dışına tarihi eser götürülmesi kesinlikle yasaklanacaktır.  Bu gelişmeleri o zamanki Alman Devleti’nin bilmemesi imkansızdı ve kesinlikle eserlerimize el koymaktan başka, korumak gibi bir niyetleri yoktu. İyi niyetli olsalar, diğerleri gibi çalacaklarına bu Herkül frizini de Osmanlı yetkililerine teslim ederlerdi. Anlaşılan ne bulurlarsa kaçırma, el koyma telaşındaydılar. Görülüyor ki yalnız Zeus Sunağının parçaları kaçırılmamış, Bergama’nın Kalesiyle, kent içiyle her yanını talan edilmiş. Modern Alman Devleti bu haksızlıkla, kabul edilemez durumla artık yüzleşmelidir. Eserlerimizi geri verip helallik istemelidir. ZEUS SUNAĞI VE BERGAMA’NIN TARİHİ ESERLERİ SOĞUK ve PUSLU BERLİN’E DEĞİL, GÜZEL BERGAMA’YA, AİT. MUTLAKA GERİ GELMELİ, EVİNE DÖNMELİDİR!

(Kaynak: http://www.smb-digital.de/eMuseum, Database-Antikensammlun- Ali Sönmez/Yitik Miras Zeus Sunağı/İdeal yayıncılık/İstanbul-2020. Smith William/ A Dictionary of Greek and Roman Biography and Mythologhy,Vol I-II-III/I.B.Tauris/London-2007)

***

Konuyla İlgili Düşüncenizi Paylaşabilirsiniz

    Cevap Yazın