TAŞ YERİNDE AĞIRDIR-117. UNUTMAYALIM, UNUTTURMAYALIM.
Almanya-Berlin’de Bergama’dan ve Dünya’nın başka yerlerinden kaçırılmış neredeyse sayısız tarihi eser var.
Bergama’dan götürülenlerin sanatsal muazzamlığı ve çokluğundan olsa gerek bu eserlerin konulduğu/saklandığı/tutulduğu yerin adı “Pergamon/Bergama Müzesi konulmuş.
Alman Emperyalizmi köksüz kültürel kimliğini yüceltmek amacıyla çaldığı, kaçırdığı, satın aldığı, baskıyla edindiği izinlerle yerinden yurdundan koparttığı bu eserleri korumak bahanesiyle vicdanını rahatlatmaya çalışmış.
Ve inşa ettiği ürkütücü büyüklükteki bir taş binayı, Müzeyi tipik bir Hapishaneye dönüştürmüş!
Berlin’deki eşsiz Bergama eserlerinden biri de tahtta oturan görkemli bir görünüşe sahip bir mermer erkek heykelinin belden üstü kısmıdır.
Bu göz alıcı heykel, “Baba Tanrı”nın (vatergottheit) heykeli olarak da nitelenir.
Baş tanrı Zeus’a olduğu gibi Poseidon, Hades (Pluton), Asklepios’a da yakıştırılır.
Diğer parçalarının olmamasına, bunların muhtemelen zaman içinde kaybolmasına, fazla büyük olmamasına karşın heykel azametinden bir şey kaybetmemiş.
Bu kayıp ya fanatik Hıristiyanların çok tanrılı dönemden kalan tarihi eserleri yok etmeye kalkışmalarından ya da bu eserleri Bergama’dan kaçırırlarken yollarda gördüğü tahribattan ötürü olabilir.
Belki de 2.Dünya Savaşında Müzenin başına yağan bombalardan. Savaştan sonra Rusya’ya, Petersburg’a götürülüp getirilirken gördüğü zararlardan dolayı yok olmuştur.
Belirgin sanatsal özellikler, farklılıklar taşıyan heykelin boyutları: 46 x 29 x 22 cm’dir
Alt tarafı muhtemelen giyinikti. Sol omuzu sağ omzundan yukarıdadır. Ağzı hafif açıktır. Sanki buyruk vermeye hazırlanmaktadır.
Sakalları ve saçları bukleler halinde aşağı doğru sarkmıştır.
Alnındaki izden başında metalden bir taç olduğu anlaşılabilir. Alnının üzerindeki saçlarında üst üste gelmiş üç bukle halinde tekrarlanan dikkat çekici bir dalgalanma (anastole) görülür.
Bu tür erkek saç şeklinin, Makedonyalı Büyük İskender heykellerinde görülen bir tarz olduğu söylenebilir.
Saçların ön kısmı fönlenmiş gibi alından yukarı kaldırılıp saçların uçları sağa sola kıvrılmıştır.
Vücut çok kaslı olmamasına rağmen kaburga kemiği ve göbeği öne çıkar.
Heykelin yumuşak görünüşünden bu mermeri yontan ellerin hüneri açıkça hissedilmektedir.
Bergamalı “Baba Tanrı”nın heykeli İ. Ö. 1.yüzyıla tarihleniyor.
Bergama Akropolü’nde Zeus Sunağının yer aldığı terasta bulunmuş.
Muhtemelen toprak altında uyurken, tarihi eser soyguncusu Alman mühendis Carl Humann ve çetesi tarafından kazılarak, ortaya çıkarılmış, el konulmuş.
Bu kazının kaçak, gizlice mi, şaibeli izinle mi yapıldığı belli değil!
Prusya/Alman Emperyalizminin bu eli çabuk, kurnaz memurları tarafından Berlin’e kaçırılmış/götürülmüş.
Berlin Müzesi/Hapishanesinde “Ident.Nr. AvP VII 185” no’suyla kayıtlıdır.
Bu hapishanede tutuklu yüzlerce muhteşem eserden biridir.
Görünümü bu heykele yakıştırılan Zeus/Baba Tanrı şimdi Berlin’de sürgündedir.
Kendi Berlin’de kökü Bergama’dadır.
Bu ürkünç bir durumdur.
İnsanlık insanlığını göstermeli; tarihi eserlerin yapıldığı topraklardan kopartılması ve başka yerlerde bulundurulmasına son vermelidir.
ZEUS SUNAĞI VE BERGAMA’NIN TARİHİ ESERLERİ SOĞUK ve PUSLU BERLİN’E DEĞİL, GÜZEL BERGAMA’YA AİT. MUTLAKA GERİ GELMELİ, EVİNE DÖNMELİDİR!
(Kaynak: http://www.smb-digital.de/eMuseum, Database-Antikensammlung)
***
Konuyla İlgili Düşüncenizi Paylaşabilirsiniz