Kara Kaplı Kitaplarınız
I.
Üstüme gelmeseniz artık/ patlarım bir gün
Ben mağripli derviş değilim ki.
Taşar sabrım, birgün taşar/ ar kalmaz yüzümde
Azgın bir boğanın gözündeki zar düşer,
Kızıl bir şala yürür gibi gelirim
Ellerim kin ve kan içinde
Devrim, kara bir kuyudur sizin için bilirim
Bizim için kavga, bizim için özgürlük.
Küçük bir kuşun yürek atışı ya da
Kocaman bir yıldız patlaması
Andromeda gakalsisi mesela!
Bilmem kaç ışık yılı ötenizden
Bilmem kaç ışık hüzmesi başka dünyalara ah!
Puşt çağının delik deşik edildiği anlarda
Geride bırakıp bir bir savaşları, öldürümleri,
İnsanı insana kul eden, sömürten Tanrılarınızla
Boy boy kara kaplı kitaplarınız/ cennetiniz
Ve cehenneminizi geride bırakıp
Tecavüz yıllarını, kadın ölümlerini ah!
Siz istemeden de geçeriz o aşılmazı, bilin isterim.
Bakın ter içindeyiz, nasır içinde ellerimiz bakın!
Açız, işsiziz, çileden çıkarmayın bizi!
II.
Biz de uyanırız bir gün derin uykudan
Kulluk tak eder canına, canımızın
Küfrün ve zulmün ağır gelir yükü
Yeniden kucaklarız birbirimizi loy!
Sabır bir yere kadar derler
Dökülür tırnaklar işkencede
Onur ezilir, ikiparalık edilip
Ve dil çözülür bir gün
Kükrersin ağa’na, paşa’na
Düşler güneşlenir,
Çiçeklenir mevsimler.
Çeliklenir gözümüzde, yüreklerimizde hınç!
-Sabır bir yere kadar. Ah!
Sabır bir yere kadar…
III.
Ve kırılır yüzünüze taşıdığınız aynalar
Gerçek çıkar çırıl çıplak bir deccal gibi
Tükürür yüzünüze varlığınız, yokluğunuz eyvah!
Sonra siz, geçmişinizle kazınırsınız zamana
Sır da çöker/ sabır bir yere kadar bilirsiniz;
Arkanızdan aynalar kırılır, yalanlar uluorta
Adaletsizlikleriniz,
Ürüyen müezzinlerinizle düşüp yollara
Göçersiniz
Defolup gider gibi
Karanlık bir çağın izlerini
Bırakıp geride…
Konuyla İlgili Düşüncenizi Paylaşabilirsiniz