Sinema

Sinema Yazıları/ Zeynep Saatli

Spellbound (Öldüren Hatıralar)                 

“Spellbound” usta yönetmen Alfred Hitchcock’un 1945 yapımı psikolojik gerilim türündeki filmidir. 1942 yılında Casablanca ile yıldızı parlayan Ingrid Bergman ile sonrasında Roman Holiday’de de izleyeceğimiz Gregory Peck, filmin başrollerini paylaşmakta.

Genç bir psikiyatrist olan Constance ( Ingrid Bergman ) rasyonel ve mesleğine düşkündür . Çalıştığı klinikte şef olan Dr. Murchison’ın yerine Dr. AnthonyEdwardes gelir ve Constance ona karşı farklı hisler büyütmeye başlar . İkili arasında yakınlaşma gerçekleştikçe hem Constance hem de klinikteki diğer doktorlar Dr. Edwardes hakkında şüpheye düşerler. İşte tam bu noktadan sonra seyirci için heyecanlı kısım başlamakta. Film ilerledikçe kişilerin iç yüzünü öğreniyor ve gelişmekte olan olayın çözümlenmesine de şahit oluyoruz.

   Filmin konusunun her yerine psikanaliz yayılmış durumda . Birkaç sahnede Freud’un adını da anmalarının dışında psikanalizde yararlanılan teknikleri de bazı sahnelerde izleme şansını yakalıyoruz. Bunlardan ikisi de bilinçaltının kapılarını aralamaya çalışan yöntemler. Filmde hastanın rüyasının okunduğu sahnede Hitchcock , ünlü sürrealist ressam Salvador Dalí ile çalışmış. Aslında filmi izlememe de vesile olan şey tam da bu sahne . Rüyayı anlatırken klasik Hollywood yöntemlerini kullanmak istemeyen yönetmenimiz Dalí ile güçlerini birleştirince gerçek bir görsel şölen ortaya çıkmış . Gerçekliğin sınırlarından taşarak imgeler yaratan Dalí, sanırım bizi gerçekten bir rüyada gibi hissettirmeyi başarabilecek tek kişi. Filmin tamamını izlemeseniz bile bu sahneye göz atmanızı öneririm . 1945 yılında müthiş vizyoner ve yenilikçi bir hareket.

Bu tür psikolojik gerilim filmlerinde izleyicinin odağına hakim olabilmek diğer türlerden daha da kritik bir öneme sahip . Hitchcock’un oluşturduğu yaratıcı açılar ve izleyiciye ipucu vermekle hikayeyi baştan söylemek arasındaki ayrımı ustaca yapması filmi başarılı kılmış . Yönetmenin ismi geçince ilk önerilen filmler arasında Spellbound’u pek görmemiştim , bu duruma yönetmenin filmografisine daha detaylı bakmadan bir yorum getiremem fakat siz Hitchcock’un çoğu filmine hakimseniz bu durumu gözden geçirebilirsiniz. Belki de Spellbound daha çok ilgiyi hak ediyordur.

      Filmin müziklerine de bakacak olursak,Macar müzisyen Miklós Rózsa tarafından bestelenmişlerdir . Rózsa filmin müziklerinde teremin de kullanılmasını isteyince bölgede tek teremin çalabilen kişi olan Samuel Hoffman’ı da müziğin yaratım sürecine dahil etmiştir.“ Ben – Hur “ , “ A Double Life “ gibi filmlerin de müziklerini besteleyen Rózsa’nın yabancı yapımlar için bestelediği müzikler  1970’lerin başındaki “Malkoçoğlu” ve “Battal Gazi Destanı” gibi film serilerinde de kullanılmıştır.

Filmi izlemeden yakın bir süre önce Freud’un “ Psikanaliz Üzerine “ adlı kitabını da okumamla konuya olan ilgim daha da arttı . Filmin psikanalizden çok iyi bir biçimde yararlandığını ve onu merak unsurunu gütmede başarıyla kullandığını söyleyebilirim . Psikanalize merak salanlar , Dalí fanları , Hitchcock meraklıları ve anlattıklarımı daha iyi anlamak isteyen herkesin filmi izlemesini öneririm . Herkese iyi seyirler…

Konuyla İlgili Düşüncenizi Paylaşabilirsiniz

    Cevap Yazın