Abdülkadir Bulut, bir eğitim emekçisi, bir Sosyalist şair. Sürgünler, açığa almalar, tutuklamalar ve bunların karşısında bir an bile boyun eğmeyen onurlu bir aydın…
Öldüğünde 42 yaşındaydı. Kısacık ömrüne hepsi birbirinden güzel altı şiir kitabı ve bir çocuk romanı sığdırdı.
Onun için Cemal Süreya, “Kasabalı Lorca”, Hilmi Yavuz, “Anamurlu Aesop (Ezop)”, Ali Rıza Çamur, ” Torosların Neruda’sı” benzetmesini yaptı. Bence Abdülkadir Bulut bunların hepsiydi.
Lirikti ve devrimciydi . Şaman ve Yörük kültürü ile beslenmiş türkü tadında şiirler söyledi. Akla hayale gelmeyen bir kazaya kurban gitti.
Işıklar içinde yatsın.
…..
Bana bir gurbet adı gönder
Her yolda bir yürüme isteği
Bir de anımsamak için sevdiklerimi
Sarışın kızların gözleri gibi açılan
Bir harnup çiçeği
Bana bir gurbet adı gönder
İçinden çıkamadığım çok şey var
Kuşların ağzını açarak ölmesi
Ve dünyadaki çiçekler içinde
Fesleğenin örselenerek koklanması
Bana bir gurbet adı gönder
İlk kez oturup ağladığın yerden
Yeni yakılmış bir ağıt sözü içinde
Bir de söğüt yaprağı koy yanına
Belki sulara olan hasretliğimi giderir
Bana bir gurbet adı gönder
Çoktandır kimsenin yüzüne bakmıyorum
Uyuyup kalıyorum oturduğum her yerde
Unutma bana bir gurbet adı gönder
Şu günlerde
ABDULKADİR BULUT
Konuyla İlgili Düşüncenizi Paylaşabilirsiniz