K A L M A D İ
En canlı tarafımıza batıyor
tamamlanmamış cümlelerin noksan kelimeleri…
Cımbızın ucuyla seçiyor harfleri,
ömrünü insana adamış profesör.
Her acının ah’larında uzuyor saklı hikayelerin,
Müthiş parlak pulları…
Diller kılçıklanmış, heryerde iyi laf ediyor ,
İmplant dişli şişkin ve pişkin politikacılar…
Yalanlar ütülü, gerçekler arka odada kilitli.
Vay babam vay!..
Köpekler havlamaktan vazgeçti,
kemikler esir düşünce…
Gebelerin yürekleri aksak kalır, döller aksayınca…
Çok yaşıyor, hapşırığın braktığı izler…
Pantolonu külotsuz giymek moda.
Vay anam vay!
Terliği, ıslanmış toprakta takılı kaldı ,
çamurla inatlaşan erkek Fatmanın.
Hecelerini birleştirmedi,
siyah önlüklü beyaz kurdelelı
korkudan sırasında altını ıslatan küçükcük kız…
Oy yavrumoy!
Eyvah! Horoz kudurdu …
Aşık olduğu tavuk karabiber?..
Tahta köprü çıldırdı ,
dereyi atlayıp geçmek isteyen kediye
” illa benim üzerimden geçeceksin ” dedi…
Kedi her zaman bildiğini okudu…
İnatçı keçiler toslayacak kafa aradı.
Kurbağalar korkudan dereye atladı.
Yeniden sevgiyi toplamaya başladı ürken umutlar.
Halay büyüdükce küçüldü gece.
Karanfilin kokusu bütün renklerde.
Oy canım oy!
Sahildeki kırlangıçların ayak izlerine
timsahların ayak izleri karışmış ;
izdüşümleri yangından alev…
Ağrılar havaya battı, hava bağırdı.
Şimsek çaktı, yıldırım düştü
ama yağmur yağmadı.
“Patpat’ patladı mısır taneleri,
kestanelerin ağzı açık dişleri inci taneleri….
Kaynak sular yön değiştirdi; çöle vardığında kurudu…
Tohumlarda tanrıya dua edecek , yalvaracak hal kalmadı…
Yaralı yürekler noksan cümleleri tamamladı ,
ama okuyacak ne hal
yaşayacak his kalmadı…
Vahit Isyar 14-03-2023
***
Konuyla İlgili Düşüncenizi Paylaşabilirsiniz