Öykü

Yasemin Yeni Akalın ve Yeni Bir Öykü

NE KADAR PARAMIZ VAR ANNE 

Hava soğuktu ama günlerdir evde durmaktan sıkılmıştım otobüse binecek Üsküdar’a kadar gidecek; biraz dolaşacaktım.

Kar da olsa, yağmur da olsa, sıcak da olsa, kendi başıma gezmeyi sever, kıyıda köşede kalmış dükkanlara, kitapçılara, eskicilere uğrar; o gün kısmetime ne düşerse onu yaşardım.

O gün  de öyle yapacaktım; sıkı bir şekilde giyinip evden dışarı adım atmıştım ki hava beklediğimden  çok daha soğuktu. Vaz mı geçseydim? Evimizin az ilerisinde durak vardı.

En iyisi oraya kadar yürümek, otobüs çabuk gelirse gitmek; gelmezse dönmek diye düşündüm. 

Durağa gelir gelmez otobüs gelince hemen otobüse atlayıp Üsküdar’a geldim.

Otobüsten indiğim zaman sanki bir sis bulutu  içerisindeydim. 

Deniz, karşı taraf, vapurlar, iskeleler, simitçiler, güvercinler, bir iki sokak köpeği , kalabalık…

Balıkçılar Çarşısı’na  doğru yürümeye karar verdim, kısa bir yürüyüşten sonra  çarşıya adım atmıştım ki: 

“Kaç paramız var anne!” diyen küçük bir çocuk sesi duydum.

“65 liramız var oğlum.” diye cevap verdi annesi.

Sesler arkamdan geliyordu, sahiplerini görmedim.

Bu ekonomik koşullarda herkes kuruşun hesabını yapmak zorunda olduğu için bu soruya  şaşırmamıştım ama yine de bu sorunun soruluşundan ve verilen cevaptan ” dikkat edilmesi gereken, ihtiyaçlara yetip yetmeyeceği belli olmayan bir bütçeden söz edildiğini anladım.

Yoluma devam ettim: gümüş satan dükkanlar, aktarlar, yere serilen bir iki kitabı satmaya çalışanlar derken bir eskici dükkanına girdim. Dükkanda  birçok eşya ve kitap vardı, kitaplara bakıyor, okumak istediklerimi bir kenara ayırıyordum ki aynı ses ve aynı soru ile irkildim:

-Ne kadar paramız var anne? 

-65 liramız var ama hepsini sana harcayamayız.

Bu kez kafamı çevirip çocuğa ve annesine  baktım.

Çocuk yedi, sekiz yaşlarında olmalıydı.

Anne de 40 yaşında var yok.

Anne -sık sık buraya uğruyor olmalı ki- eskiciden geçen gün  gördüğü sehpaların fotoğrafını çekmesini  rica etti. 

“Buyurun siz çekin” dedi eskici.

“Yok, ben çekemem benim kameralı telefonum yok.” diye cevap verdi anne.

“Siz fotoğrafları çekin benim size vereceğim numaraya bi zahmet gönderiverin.” diye de ekledi.

“Olur” dedi eskici.

Eskici fotografları çekerken oğlan da dükkandaki bir bilgisayar monitörüyle ilgileniyordu. 

-Anne bak ne buldum!” diye bağırdı.

Anne; oğlunun  elindeki monitörü görünce

Onun kasası yoktur, dedi.

“Var, var!” dedi eskici 

-Bak şurada!

Çocuk monitörü kaptığı gibi bilgisayar kasasının yanına gitti.

-Çalışıyor mu abi bu bilgisayar?

-Calışıyor, calışıyor.

-Kaç para abi? 

-300 lira

-Anne bizim kaç paramız vardı? 

-65 liramız var oğlum ama hepsini sana harcayamayız.

-Tamam tamam zaten paramız yetmiyor.

-Abi sen bu bilgisayarı benim için ayırır mısın?

-Yaza kadar alırız değil mi anne? 

-Oğlum kaç kere söyleyeceğim laptop alacağız bu yaz sana. Başka şeylere bak biraz da belki ilgini çeken bir şey bulursun.

-Tamam anne. Aaaa! Burada oyuncaklar varmış hem de kutusunda kaç para abi bu oyuncak tren?

-40 lira 

Çocuk, şaşırtıcı bir unutkanlıkla aynı soruyu sordu:

-Anne kaç paramız vardı bizim?

-65 liramız var oğlum.

-Ama hepsini bana harcayamayız değil mi anne?

-Evet oğlum.

-Zaten ben oyuncak tren değil, bilgisayar istiyorum. Sen bana bugün harcayacağın parayı ayır, yaza kadar birikir değil mi anne ? 

-Birikir oğlum birikir.

Anne ve oğul hiçbir şey almadan çocuğun bıcır bıcır sorularıyla eskici dükkânından çıktı. Kadın oğlunun elini tuttu. Eskici onlar gidince kapıya çıkıp  gözden kayboluncaya dek  arkalarından  baktı. 

Ben düşündüm:

Evet, çocuğun bilgisayarı; annenin ona bilgisayar alacak parası yoktu. 

Ama annenin kendine güvenli bir duruşu  vardı; çocuğu mutluydu anne onun ile her şeyi paylaşıyor ona güven telkin ediyordu. Belli ki bu çocuk annesinin gölgesinden çıktığı yola kendi adımlarıyla devam edecek ve kendisi olmayı başaracaktı. Bana gelince iyi ki evden çıkmıştım. Çünkü hayat; her seferinde başka bir şey öğretiyordu insana: Yaşınız kaç olursa olsun dersleri kaçırmaya gelmezdi. 

Bu kez ders; harcanması zor bir 65 lirada düğümleniyordu:

-Anne bizim kaç paramız var?…

***..

BU YAZILARDA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Konuyla İlgili Düşüncenizi Paylaşabilirsiniz

    Cevap Yazın