Vahit Işyar, 20-05-1961 tarihinde Antakya da doğdu. İlk ve orta eğitimini Harbiye- ANTAKYA da tamamladı. Liseyi Antakya Lisesinde tamamladı. Vahit İşyar, şiirde, sağlam içerikleri ve yalın dili ile dikkat çeken bir isim. Sıcak ve samimi dizelerle kısa zamanda kendini ele veriyor zaten. Neyi yazmak, neyi nasıl anlatmak istediğini sözcük seçimleriyle de koyuyor ortaya. Öyle ki, şiirlerinden dört dizesini okuduğunuzda bile bunu rahatlıkla kime ait olduğunu çıkarabiliyorsunuz. Bu anlamda kendisini tanıdığım için mutluyum. Umarım Çağdaş Edebiyat okurları da önümüzdeki süreçte şairin daha uzun soluklu şiirlerini dergimizin sayfalarında okuyacaklardır.
Şair, kendi için şu tümceleri kuruyor: “Gerceklerin ışığında sevginin yaratıcılığında bir dünyanın varlığı beni hep güzel düşüncelere sürüklemiştir. Dünyayı ve içinde barındırdığı herşeyi çocuksu düşlerimden çıkarıp özlemlerimizin, hasretlerimizin varlığını yakalamanın bizi daha insancıl kılacağına eminim.” Kim itiraz edebilir ki böyle bir temenniye. Kendisine şiir serüveninde üstün başarılar diliyoruz. Umarız bu önemli çıkışlardan sonra yorgun düşüp, edebiyattan, yazından, şiirden geri çekilmez ve çabasını sığ duygusallıklara kurban etmez. Çünkü edebiyat, yazın, bunların üstünde bir şeydir; öyle gelgeç, sıradan uğraşılar değildir.
Şairin şiirleri:
A F F A N
(Bütün dünya Antakya olmalı)
Soğuk kış günlerinde
üşümüş, ıslanmış kuşların
Affan nın kiremitlı damlarına
neden sığındıklarını; sordunuz mu hiç?
Bacaların hepsi tüter,
odun kokar dumanları.
Avlulara bir avuç buğday bırakır teyzeleri.
Müfide ablanın yaptığı un helvası
doyurur komşu çocukları…
Affan sokaklarından;
Mehmet, Ahmet te geçer,
Butros, İlyas ta…
Zeynep, Sıdıka da geçer,
Jaklin ve Nida da….
Orada cami el uzatır kiliseye
kilisede türbeye,
türbede sinagoga…
KUTUPLAR FARKLI OLSADA ,
KUBBELER AYNI…
Bütün bayramlar paylaşılır, Affan sokaklarında.
Özenle dizilmiş sokak taşlarının üstünde;
yalın ayak oynayan küçük kızların
mutluluklarını
yüzlerinde okudunuz mu hiç?
Ya birdir bir oynayan külotlu, atletli erkek çocukları?
Salçalı ekmek getirecek; Süheyla anaları!..
Anayasa, Babayasa ya ne gerek var…
İnsan var, insanlık var…
Simitçisi, kestanecisi, müşebbekcisi…
Haytalıcısı, künefecisi.
Sabahın ilk saatlerinde opera söyler gibi,
bağırırdı; sütçüsü…..
Güvercinler eşlik ederdi…
Ah!.. Ah!.. Bir de bembeyaz bir güvercin vardı,
hepimizin yüreğinde şimdiye kadar, sakladığı!..
Oyulmuş pillerin içinde, yapılan eskimolar…
Sütlüsü, çukulatalısı, çileklisi…
Birde Şehrazat ablası vardı…
Çok güzel… Başı dik… Mağrur…
Aşklar farklı yaşanır köşe başlarında.
Sevgi çağırtırır.
Sevgi bağırttırır.
Kavgalar barış olur Afgan sokaklarında.
Açık bir tiyatro sahnesidir; İNCİ kahvesi.
KARARTAMA ve KUŞATMA GECELERINE
INAT;
HEP AYDINLIK YAŞANIR Affan sokakları.
İslıkların sesine takılır joplar, düşer…
Kırılır sinsi fenerlerin ışıkları..
Ellere, kollara değil; karakolun kapılarına takılır kelepçeler.
Güneş aynaya yansır; Affan sokaklarında…
HABİBİ NECCAR’IN etekleri hala yaşlı ve yaslı.
Bir değil; bin güneş gelse
kurutamaz akan kanları..
Bütün Dünya Antakya olmalı…
Vahit Isyar 29-12-2019
*** | |||
M A V İ.
Bütün acıları sür gözlerine.
Bırak,
aksın bu karanlıklar…
En derin mavisini, yaşıyor umut…
Gök mavi…
Deniz masmavi.
Karşıda devrim ateşi gibi yangınlar…
Kanatlanan yüreklerin gagasında zeytin dalları…
Savaşarak yeşerecek;
ellerinde beklettiğin karanfil tohumları…
Vahit Isyar 30 -11-2019
.
Vahit İşyar vahitisyar@gmail.com
Konuyla İlgili Düşüncenizi Paylaşabilirsiniz