Öykü

Yeni Bir İsim ve güzel bir Öykü İle, Zeynep KASAP

YAŞAMA CAMLARIN ARDINDA BAKMAK…

Hesapları son bir kez kontrol etti. Gözleri kızarmış ve şişmişti. Saate baktı. ‘’Akşam olmuş’’ Bilgisayarının kapat tuşuna bastı. Masanın üzerinden telefonu aldı whatsapp, instagram, twitter mesajlarını kontrol etti. Sosyal medya hesaplarına hızlıca tekrar bir göz attı. Arkadaşlarının paylaşımlarına takıldı ara sıra gözleri. Güldü hüzünlendi tekrar güldü. Videodan videoya paylaşımdan paylaşıma geçerken duygudan duyguya da geçiyordu. Öyle ya, artık internet hızındaydı her şey. Saate bakmak geldi aklına birden ‘’Hangi ara yirmi beş dakika geçti ‘’ dedi kendi kendine yavaşça söylenirken. Ofis koltuğunda asılı ceketini alıp giydi. Telefonunu çantasına koydu. Kısa bir süre camdan dışarıya baktı. ‘’Biraz rüzgârlı sanki hava’’ ceketinin düğmelerini ilikledi ve kapıdan çıktı. Cadde üzerindeydi işyeri. Merdivenlerden indi. Kapının önünden geçen ilk minibüse bindi ve her zamanki gibi cam kenarına oturdu. Dışarıyı seyretti biraz. Çantasından kitap okuyucuyu çıkardı yeni başladığı kitaptan on-on beş sayfa okudu. “Vayy be dedi teknolojiye bak. İstediğin kadar kitabı şuncacık şeyin içerinde taşı. Her yerde oku. Gözleri de yormuyor. Ekran ışığını otomatik ayarlıyor. İyi ki icat etmişler’’ Kırk dakika sonra evinin önündeydi. Caddenin karşı tarafına geçti apartmana doğru yürürken çantasından telefonu çıkarıp bir kez daha baktı gelen giden mesajlara.

Apartmana girdi. Asansöre bindi. Ayna da kendine baktı. Eve geldiğinde banyoya girdi ellerini yıkadı. Ayna da yüzüne baktı. Salona geçti. Camdan dışarı baktı. Perdeleri kapattı. Televizyonu açtı. Ekrana, haberlere baktı. Hep kötü haber hep kötü. “Aman dedi artık her şeyi internetten öğreniyoruz zaten”. Kapattı haberleri. Bilgisayarını açtı. Ekrana baktı. Bir saat sonra yerinden fırladı. Ah nasıl unuttum telefonu dedi.  Arayan, yazan olmuştur belki. Telefonunu çantasından çıkardı.  Ekrana baktı.Bir paylaşıma bakarken diğerini gördü ona da baktı. Gönderi gönderiyi kovaladı. Sosyal medya hesaplarındaki mesajlar Ahu’nun düğün fotoğrafları, Ali’nin profil resmi, ünlü habercinin Youtube de yayınlanan yeni videosu, bu ayın mottosu, aylık burç yorumu derken saatler geçti.

 Yine gözleri acımaya başlamıştı. İstemeye istemeye yerinden kalktı. Boşa geçen zaman gibi gelse de mecbur mutfağa geçti; buzdolabından bir havuç aldı. Büyük rahatlık dedi artık her şey. Aradığın her şey cebinde. Sor söylesin. Ama hala buna bir çare bulamadılar. Ah bir de söyle gelsin dibine olsaydı. Havuçları güzelce yıkayıp ince kabuklarını soydu. Bilgisayarda bir site de okuyup hatırlamıştı. Eskiden beri bilinen şey ‘’Havuç gözlere çok iyidir.’’

Faydası olur mu acaba? Çok mu geç kaldım bu havucu yemek için? diye düşünürken bir ısırık aldı.

Bakalım dedi. Olmadı su teresini de denerim. O da çok iyi diyor Profesör Google.

Birkaç aydır gözleri ağrıyordu. Belki de şimdiye kadar havuç yemediği için. Keşke zamanında daha iyi beslenseydim diye iç geçirdi havucundan bir ısırık daha alırken.

Tekrar televizyonu açtı. Birkaç kanala göz attı, biraz filme biraz belgesele baktı, karar veremedi kanalları bir bir dolaştı. İki yüz kırk beş kanal vardı ama hiçbirinde doğru dürüst bir şey yoktu.  

Birden kendine geldi. Olmasındı zaten. Televizyonla boşa harcayacak zamanı yoktu. Kapattı. Biraz telefona daldı gitti sonra kitap okuyucusundaki o çok sevdiği romana. Uyudu. Uyandı. Telefonuna baktı. Hala mesaj atmamıştı. Yeni yüklediği fotoğrafa baktı. O kadar arkadaştan sadece bu kadarcık mı beğeni olmuş. Canı sıkıldı. Tekrar uyudu. Tekrar uyandı. Sabah olmuştu. Telefonuna baktı. Kalktı banyoya girdi aynaya baktı.  Odaya geçti. Üzerini giyindi. Aynaya baktı. Telefonundan sosyal mesajlarına baktı. Ceketini giydi. Anahtarlarını aldı evden çıktı. Asansörde ayna da üstüne başına saçlarına baktı. Olmuş dedi. Bir taksi durdurdu. Çantasından küçük aynasını çıkardı. Kalemi akmış mı diye son bir kez baktı. Telefonunu aldı online işlemlerden elektrik, su, doğalgaz faturasını ödedi. E devletten adres bilgilerini güncelledi. Sgk, e-nabıze-bilet derken bütün işlerini halletmişti. Tam zamanın da yetişmişti randevusuna. On beş gün önce MHRS’ den almıştı randevusunu. Doktor muayeneyi bitirip gözlük için yazdığı reçeteyi uzatırken, demek öyle dedi mırıldanarak…demek bundan sonra sadece camların ardından bakacağım bu güzelim dünyaya…

Reçetesini çantasına attı. Çıktı odadan. Cebinden telefonu çıkarıp ekranın camından şöyle bir göz atarak baktı, baktı, baktı. –dünya ne kadar küçük- dedi, o camın ardındaki yaşamları tekrar gözden geçirerek: “Alemin keyfi yerinde, ne güzel.” Sonra, telefonunu çantasına koyup yürüdü…

Zeynep Kasap Kimdir?

Zeynep KASAP  1976 İstanbul doğumlu aslen Konyalı.

2020 yılında Mut adlı ilk şiir kitabı ve yine 2020 de

Güzel Uyu isimli öykü kitabı yayınlandı.

2021 Mart ayında 21 Kadın 21 Öykü adında kolektif kitapta

bir kadın öyküsüyle yer aldı. Öyküleri ve şiirleri Kirpi Düşün

ve Edebiyat, Edebiyat Daima, Edebiyat Nöbeti, Cumba Fanzin,

Papirüs, Şehir, Oggito, Yitik Bavul vb.Edebiyat dergilerinde yayınlandı.

Şimdilerde ikinci öykü kitabı üzerinde çalışıyor…

***

BU YAZILARDA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Konuyla İlgili Düşüncenizi Paylaşabilirsiniz

    Cevap Yazın