Sinema

Zeynep Saatli, Sinema Yazıları

Varda’nın Portreleri

  Sinema’nın başlıca mucizelerinden biri bağ kurmanızı sağlaması. Elbette bunu diğer sanat dalları sinemadan çok daha uzun süredir başarıyor; fakat filmlerin adını tam koyamamakla beraber, derinden hissettiğim farklı bir tarafı var.

Kimi zaman kurduğunuz bağlar öylesine güçlü oluyor ki hem kalbinizde hem de aklınızda iz bırakıyor. Benim içinse bu, yakın zamanlarda daha çok Agnes Varda izlememle gerçekleşti. İnsan birçok güzel film izliyor fakat çok azında kendinden parçalar buluyor.

   Bu yazıda Varda’nın tüm filmleri hakkında konuşmak yerine ‘’Dagerotipler’’ adlı filmi merkeze koyarak etrafında yavaş yavaş dolanacağım. Amaç biraz daha Varda’yı anlamak, kendime ondan daha fazla pay çıkarmak ve her zamanki gibi paylaşarak ortak zihinler oluşturmak.

Dagerotipler belgeselinde Varda’nın uzun süre yaşamış olduğu sokağı Rue Daguerre’i mesken tutuyoruz. Varda mahallesindeki esnafı kameraya alıyor ve 70’ler Fransa’sından bize müthiş bir gözlem yadigar kalıyor. Kasap, bakkal, fırın, toka satarak başlayıp parfümle devam eden küçük dükkân, kuaför… Kaba tabirle ‘’küçük’’ insanları izliyoruz. Peki etrafımızda görmeye çok alıştığımız ve artık yabancı veya ilginç olmayan insanları konu alan bu film nasıl izlenilesi kılındı?

    İşte burada Varda’nın hayran olduğum güçlü üslubu devreye giriyor. Belgesel gözlem işi hatta gözlediğine yorum katma işi. Bu filmde ise biri size o insanları göstermiyor, sizinle o da bakıyor. Bazı yerlerde içinizden aynı yorumları yaparken bazen de sizin kaçırdığınız detayı gözünüze sokmadan hafifçe karşınıza çıkarıyor. Çevresindekileri görebilen nadir insanlardan biri. Hepimiz bolca bakmamıza rağmen pek az görüyoruz.Biraz dikkat kesilince bile etrafımızdaki hayatlardan kendimize pay çıkarabileceğimiz ya da öğrenebileceğimiz çok şey olduğunu fark ettim. Filmin çekildiği yerden oldukça uzak ve günlük hayatın da çokça değişmiş olduğu bir dönemde izlemek de filmi benim için bu denli ilginç kılmış olabilir. Durum böyle olmasaydı bile sırf sosyolojik veya psikolojik notlar çıkarmak için de göz atılması gerekilen bir film olduğunu düşünüyorum.

   Gözlemleyen, anın farkında olmayı seven ve farklı kültürlere meraklı olan herkesin izlemekten çokça keyif alacağını düşündüğüm bir film. Eminim ki çoğu kişide eline bir kamera alıp herkesi ve her şeyi çekmek böylece daha çok hayata karışma isteği uyandıracak nitelikte bir film. Son olarak filmle ilgili minik bir detay daha söylemem gerekirse Varda, film çekilirken elektrik kablolarını her sabah evinden çekip akşamına da toplamış. Yani hem insanıyla hem kamera arkasıyla lokal bir film.

    Son olarak meraklısına yönelik birkaç not daha düşmek isterim. Ben ilk defa bir Varda filmi izleyecekken internetteki film listelerinden bolca yararlandım. Her ne kadar daha izlememiş olduğum filmleri varsa da kendimce bir başlangıç listesi yapmak isterim. Şimdiden keyifli seyirler.

  • CLEO 5’TEN 7’YE
  • YERSİZ YURTSUZ
  • PARALEL YAŞAMLAR
  • TOPLAYICILAR
  • DAGEROTİPLER
  • AGNES’İN PLAJLARI

***

BU YAZILARDA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Konuyla İlgili Düşüncenizi Paylaşabilirsiniz

    Cevap Yazın