Deneme

Sefa Taşkın: Taş Yerinde Ağırdır

 TAŞ YERİNDE AĞIRDIR-76. UNUTMAYALIM, UNUTTURMAYALIM. 

Başı iki parça tanrıça. Bergama’daki tarihi eser yağmasının simgesi olabilecek bir diğer eser Berlin Müzesinde bulunan, bir tanrıçaya ait olduğu düşünülen, “Brize” kadın büstü olarak takdim edilen eserdir. Yarısı Berlin’e kaçırılmış, yarısı Bergama’nın mütevazi müzesinin deposundaki bu eşsiz kadın başı iki parçadır. 1908 yılında Bergama kalesinde 15 bin kişilik, Akropol Tiyatrosunun orkestra (sahne) bölümündeki kazılarda bulunan, İ.Ö.2.yüzyılın 3.çeyreğine tarihlenen bu kadın başının arka tarafı, yarım halde Almanya’ya kaçırılmıştı. Bu eser bugün Berlin’de “İden. Nr.AVp VII 110” kayıtla ”Prusya Mirası” olarak kayıtlıdır. Bu bir hırsızlıktır. Çünkü, 1878 yılında eserlerin yurt dışına çıkarılması için verilen şaibeli iznin ardından, 1884’da Osmanlı, yeni Müze Müdürü Osman Hamdi Bey’in eliyle yeni bir Asarı Atika Nizamnamesi çıkarılmış ve eserlerin yurt dışarı çıkarılması kesinlikle yasaklanmıştır. Bu yasaya rağmen, 1908’de bulunan bu yarım Tanrıça başının yurt dışına götürülmüş. Bu güzelim eserin yarısı nemli Berlin müzesi deposunda yosun tutarken, 1979’de yine Bergama Kalesindeki Trajan Tapınağınında Almanların yaptığı kazıda Berlin’deki yarım kadın başının ön yüzü/suratı bulunmuş. Toprak altından çıkarılmış. Kaçırılamamış. TC tarafından, 1886-1913 yıllarına tarihlenmiş, 5012 no ile TC kayıtlarına geçirilerek Türkiye’de mütevazi Bergama Müzesi’nde muhafazaya alınmış. Ve elan Türkiye’de, Begama’da. Bu yüzün Berlin’deki yarım heykel başının ön parçası olduğu fark edilince Bergama’da yıllardır kazı yapan Alman Arkeoloji Enstitüsü’nün (DAI) Bergama’daki görevlileri yakın zamanda bu yüzün alçı kalıbını almış ve Berlin’deki yarım başla birleştirerek 2011 yılında Berlin’de açılan Pergamon Sergisinde ortaya çıkarmış, sergilemiş. Bu durumla ilgili haber Almanya’nın en büyük gazetelerinden “Tagesspigel”de de yayınlanmış. Bu ne biçim iştir! Bu ne biçim kültür etiğidir! Kaçak kazıyla eser bul, hırsızlıkla kaçır, Berlin’deki müzenin deposunda sakla, eserin yarısı daha sonra Bergama’da bulununca kopyasını al, elindekiyle birleştir ve övünerek sergile. Böyle çapraşık durumlar modern Alman Devletine yakışmıyor. Madem tarihi eserler seviliyor, korunmak isteniyor; ellindeki kaçak parçanın bütünleyicisi yıllar sonra Bergama’da bulununca, bu fark edilince, heykelin Berlin’deki yarım parçası Bergama’ya getirilir, kopyasıyla değil aslıyla birleştirilir, restore edilir, Türkiye’ye teslim edilirdi. Böyle bütünleştirilmiş Tanrıça heykeli de 21.yüzyılın insanlığa ve kültüre saygı bağlamında Bergama’da Dünya’nın diikkatine sunulurdu.  İnsanlık bunu gerektirir. Çağdaş yüksek Alman kültürüne de bu yakışırdı. Bergamalı bir heykelin kaçakçılıkla elde edilmiş bir parçasının Berlin’de, diğerinin Bergama’da bulunması insanlık aklına, vicdanına, evrensel kültür anlayışın aykırıdır. Çağdaş Alman Devleti ve Entelijensıyası (aydınları) bu haksızlıkla yüzleşmelidir.  ZEUS SUNAĞI VE BERGAMA ESERLERİ SOĞUK ve PUSLU BERLİN’E DEĞİL, GÜZEL BERGAMA’YA, AİT. MUTLAKA GERİ GELMELİ, EVİNE DÖNMELİ! (Kaynak:http://www.smb-digital.de/eMuseumhttps://www.tagesspiegel.de/mediacenter/fotostrecken/berlin/bildergalerie-antikes-puzzle-im-pergamon-museum/4370658-10.html?p4370658=10

BU YAZILARDA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Konuyla İlgili Düşüncenizi Paylaşabilirsiniz

    Cevap Yazın